Yaşam sürelerinin uzunluğuna ek olarak daha mutlu oldukları düşünülen Japonların yaşam felsefesi olan IKIGAI ‘ yi inceleyen IKIGAI kitabından öğrenip yaşamımıza dahil edebileceğimiz bir çok şey var.
Bu yoğun iş temposunda kitabı okumaya vakti olmayanlar için kısa özet paylaşmak istedik.
Japonca bir sözcük olan IKIGAI ‘ nin bir anlamı “ hep meşgul kalarak mutlu olma”, diğer bir anlamı ise yaşamdaki varoluş sebebinizdir. Araştırmacılar Japonların sırının sağlıklı beslenmeleri, basit yaşam biçimleri, yeşil çay, astropikal iklime ek olarak ikigai felsefesi olduğuna inanıyorlar.
Japonlar herkesin bir varoluş sebebi olduğuna inanır, herkesin bir ikigaisi vardır. Eğer kendi ikigainizi bilmiyorsanız, yapmanız gereken ilk şey bunu keşfetmektir. Bunu keşfederken kendinize sorabileceğiniz sorular ise, neyi yapmayı gerçekten seviyorsunuz, neyi yapmada çok iyisiniz, dünyanın sizin neyi yapmanıza ihtiyacı var ve son olarak ne yaparak para
kazanabilirsiniz, bu 4 sorunun cevabının keşiştiği eylem sizin bu dünyada yapmanız gereken aktivitedir.
Net bir şekilde belirlenen ikigai hayatlarımıza tatmin, mutluluk ve anlam getirir. Japonca da diğer dillerde olan emeklilik sözcüğünün karşılığı bir sözcük yoktur. Çünkü Japonlar sağlıkları izin verdiği sürece sevdikleri şeyleri yapmaya devam ederler.
% 80 Kuralı
Japonlara göre uzun yaşamanın diğer bir sırrı ise % 80 kuralıdır. Japonlar asla tıka basa doyuncaya kadar yemek yemezler, midelerinin % 80 ‘ ni dolduğunda yemek yemeyi bırakırlar. Yani doydum gibi ama daha da yiyebilirim duygusu geldiği an yemek yemeği bırakırlar. Kullandıkları tabaklar oldukça küçüktür, sıradan bir öğünde 4 küçük , 1 büyük tabak yemek tüketirler ama bu tabaklar çok küçüktür, ana yemek tabağı ise küçük tabaklardan biraz daha büyüktür.
Stres kontrolünde çeşitli meditasyon yöntemlerini kullanmayı çok iyi biliyorlar. Yüksek stres insan sağlığı için zararlı iken, düşük dozda stres insan sağlığı için faydalı olduğunu bildikleri için stres seviyesini dengelemeyi öğrenmişlerdir.
Araştırmacılar yaşamda mutlu olmanın sırrının akışta (flow) olmak ile bağlantılı olduğunu söylüyorlar. Peki akışta olup olmadığımızı nasıl anlayacağız diye soracak olursanız, yaptığınız şeyi yaparken, zamanı, mekanı herşeyi unutup, yaptığınız şey ile bütünleşip bütünleşmediğinize bakmanız gerekir. Japanlar ise kendi ikigainizi bulduğunuzda akışı yakalamak mümkün olduğunu düşünür. Akışta olmak için uygulayabileceğiniz stratejileri inceleyecek olursak,
Strateji 1 : Zor bir görev seçin: Yapılan iş kolay olursa sıkılırız, zor ise akışta olur, çok zor olur ise kaygılanırız. Seçilen işin zorluk derecesi orta seviyede olduğunda akışta olabiliriz.
Strateji 2 : Net, somut bir hedefiniz olsun ama bu hedefi takıntı haline getirmeyin. Sürece odaklanın, süreci nasıl daha mükemmel yapabileceğinize odaklanın.
Strateji 3 : Tek bir göreve yoğunlaşın. Son zamanlarda teknolojinin gelişmesi ile aynı anda çok fazla şey yapmaya çalışmamıza karşılık aslında donanımız eş zamanlı çok işlem yapmaya uygun değil. Verimlilik için aynı zaman diliminde tek bir işe konsantre olmak daha faydalı .
Kitapta uzun ömürlü insanlar ile yapılan röportajlardan özetler var, öğütler ise şöyle;
1-Endişelenmeyin,
2- İyi alışkanlıklar edinin
3-Arkadaşlıklarınızı hergün besleyin,
4- Acele etmeden yaşayın,
5 İyimser olun.
En uzun yaşayan Okinawalıların en çok tükettileri 15 besine baktığımızda ise,
1- Tofu, 2- Miso, 3-Ton Balığı, 4-Havuç 5- Goya (Kudret Narı) 6-Kombu ( Kelb yosunu), 7-Lahana, 8-Nori (Su yosunu) 9-Soğan, 10-Soya filizi, 11-Hechima( Salatalığa benzer bir tür kabak) 12-Soya fasülyesi, 13-Tatlı patates, 14-Biber, 15- Sanpin-cha (Yasemin Çayı)
Japonlar antioksidan özelliği yüksek olan yeşil çayı oldukça fazla tüketmelerine ek olarak, yoga, tai chi, çigong, shiatsu gibi yavaş yapılan egzersizleri de düzenli olarak yapıyorlar.
Yaşam amacınızı bulmak, yaşamın anlamını bulmak uzun yaşam için ilk yapılması gereken şeydir. Yaşam amacını bulduktan sonra seçilen uğraşta akışta olmak, dengeli ve bilinçli beslenmek, düşük yoğunlukta egzersiz yapmak ve zorluklar karşışında pes etmemek gerektiğine inanıyorlar Japonlar. Bu zorluklar karşışında pes etmemek ile ilgili olarak da dirençli olmak gerektiğini düşünüyorlar.
DİRENÇ ve WABİ-SABİ
“Yedi kez düş, sekiz kez kalk” Japon özdeyişinde olduğu gibi, herkesin ikagaisi doğrultusunda tutkularının peşinden gitmesi öğütlenir.
Wabi-Sabi çevremizdeki dünyanın kısa, değişken kusurlu doğasının güzelliğini gösteren bir japon terimidir. Güzelliği mükemmellikte değil, kusurlu ve eksik şeylerde aramalıyız der. Kusurlu, eksik ve kısa ömürlü şeyler gerçekten güzel olabilir, çünkü gerçek dünyaya benzeyen sadece onlardır.
Japon yaşamında önem verilen tamamlayıcı diğer bir terim ise ichi-go ichi-e dir. “Şu anda bir tek an var ve bir daha gelmeyecek” olarak çevrilebilecek bu terim sevdiğimiz insanlar ile buluşmanın eşsiz olduğu ve bir daha asla geri gelmeyeceğini ifade eder.
Japon mimarisi Wabi-Sabi felsefesi üzerine kuruludur. Bir çok ülkede yüzyıllar boyunca kalan büyük, heybetli katedraller yerine, Japonya’ da tahta kullanılarak yapılan tapınaklar kısa ömürlülüğü ifade eder. “Mesala Ise Tapınağı” yüzyıllardır, 20 yılda bir yeniden inşa edilmektedir.
Direncin Ötesi Anti Kırılganlık
Efsanede olduğu gibi Herkül, Hydra ile ilk karşılaştığında başlarından birini kesti ve hemen yenisinin çıktığını görünce umutsuzluğa kapıldı. Yaratık her yaralandığında güçlenirse onu öldürmek imkansız hale gelirdi. Zarar gördüğümüzde daha güçlü hale gelme durumu için anti kırılgan kelimesi kullanılıyor. Başarının sırrı ise anti-kırılgan bir yaşam tasarlamaktan geçiyor. Anti-kırılgan yaşam tasarlamanın temel ilkeleri ise;
1- Yedekler Yaratın: Asla sadece maaşınız ile yetinmeyin, para kazanabileceğiniz başka alternatifler de yaratın. Tüm yumurtaları tek sepete koymayın, tüm zamanınızı sevgiliniz ile geçirmeyin, başka arkadaşlarınız ile de ilişkilerinizi güçlü tutun, ilişkilerinize yatırım yapın.
2- Bazı alanlarda tedbirli bir şekilde bahis oynarken, bazı alanlarda daha küçük riskler alın. Hiç risk içermeyen bir yaşam çok sıkıcıdır, temel bazı şeylerde risk almamanız gerekir ama bazı noktalarda ise risk alarak ilerleyebilirsiniz.
3- Sizi kırılgan yapan şeylerden kurtulun.
İkigainin temel on kuralı ile kitabı özetleyecek olursak;
1- Aktif kalın, emekli olmayın,
2- Ağırdan alın, acelesi bir yaşam sürmeyin,
3- Midenizi tıka basa doldurmayın, % 80 kuralı,
4- Çevrenizde iyi arkadaşlarınız olsun,
5- Bir sonraki doğum gününe kadar şekle girin, fazlalıklarınızdan kurtulun, egzersiz yapın,
6- Gülümseyin,
7- Doğa ile tekrar bağlantı kurun,
8- Teşekkür edin,
9- Anı yaşayın,
10- İkigainizi takip edin, yaşam amacınızı gerçekleştirin, onu bilmiyorsanız keşfetmeyi amaç haline getirin.
Kilo verme, dönem dönem nükseden, herkesten farklı olarak yazın karar verip, kışın kilo verme yolunda çabalarla geçen bir yolculuk benim için. Bu sefer de öyle oldu. Benim kilo ile ilgili sıkıntım hamilelik sonrası başladı. Çünkü kilom 72 ye gelip oturmuştu. Ne yapsam ne etsem, düşmüyor dönüp dolaşıp 72 de kalıyordu. Dedim ki; yememe dikkat ediyorum zaten, sorun spor yapmamakta, en iyisi spora başlayayım; Böylece pilatese başladım. Hiç inkar edemem, çok yararını gördüm, vücudum sıkılaştı, giydiklerim daha bir yakışır oldu, ama kilo yine 72 yine 72. Sonra daha aktif spor yaptım, ciddi kalori yakıyorum, vücut sıkı ama kiloda yine değişen birşey yok! Bu arada kiloma takmamın nedeni de şu, bu spor sevdası uzun soluklu gitmezse, hiç olmazsa kilom azalmış olsun düşüncesi. İşte o zaman beslenme biçimimin bir uzmanca gözden geçirilmesi gerektiğine ikna oldum. Tam da o sırada Fit Together ile tanıştım. Bir arkadaşımın önerisi ile, ki kendisi de 10 kilo vermişti, seanslara başladık. Ayrı bir yere gitmiyor olmam, bir de yol derdi olmaması, seansların işyerinde olması ayrı bir mutluluk tabi! Uzatmayayım; Tatlı tatlı, çok üzmeden çok yormadan, doğru beslenmenin nasıl olduğunu öğrettiler bana. Çok temel formüller verdiler, onları hayata geçirmeme yardım ederek, kilo verme sürecini çok güzel yönettiler ve nasıl beslenilir öğrettiler. Her hafta görüştük, hatalarımı, doğru bildiğim yanlışları düzelttiler. Her hafta tartıp, ne kadar yağdan ne kadar kastan vermişim görerek, beslenmemi düzenlediler. Neredeyse hepsi yağdan, 5 kilo verdim. 72 kilodan 67 kiloya indim.. 15 yıldır 42 beden olan ölçüm, artık 40 beden. Aktif sporun etkisini tabi ki yadsımıyorum, ancak beslenme şeklimi düzenlemeseydim bu kiloya inemezdim. Şu an diyet yapmıyorum, 2 aydır 67 kiloyu koruyorum, sadece beslenmeye dair öğrendiğim temel kuralları uyguluyorum. Biraz fazla kaçırısam ertesi gün ne yapacağımı biliyorum. Hem sağlıklı besleniyorum, hem kilo almıyorum.
Çocukluğumda edindiğim ve değiştiremediğim alışkanlıklarım sebebiyle yıllardır çeşitli diyet yöntemleriyle kilo veren ve verdiğim kiloları her daim fazlasıyla alan bir yapıya sahibim. Ancak Fit Together ve Selen hanımla tanışmamdan sonra her şey değişti. Tam 8 aydır düzenli yaptığımız görüşmeler ve bana kazandırdıkları yeni alışkanlıklar sayesinde verdiğim kiloları geri almadan, koruyarak yoluma devam ediyorum. Fit Together ve Garanti Emeklilik şirket diyetisyenimiz Selen hanım ile başlayan yolculuğumuzda, birlikte ne kadar yol kat ettiğimizi görmek için fotoğraf yeterli olur sanırım. Yola çıktığımda amacım sadece kilo vermekti, şimdi ise yeni kazandığım alışkanlıkları yaşam tarzı haline getirerek daha sağlıklı, daha fit, daha mutlu ve daha pozitif bir yaşam sürmek… Fit Together ekibine bana yaşattıkları bu faydalı deneyim için sonsuz teşekkürler.
Merhaba ben hünüz 21 yaşında hayata yeni adım atmış bir gencim. Aslında gerçekten genç olduğumun tadını FitTogether hayatıma girince anladım. Genç olmak fast-food yiyip cips-kola ikilisiyle yaşayıp, şerbetli tatlılar keyif sürmek değilmiş. Insülin direncimin olduğu gün FitTogether ile yaşamaya başladım. Güne sıkı bir kahvaltı ile enerjik başlayıp gün içerisinde almam gereken proteini vitamini alarak ve tabii ki her istediğimi kontrollü yiyerek spor eşliğinde sağlıklı olmak neymiş öğrendim. FitTogether ile nefes almayı öğrendim. Eğer bana sunulan klişeleştirilmiş “ kibrit kutusu kadar peynir…” ile başlayan bir cümle olsaydı şuan hala fast-food yiyordum. Ama Fit Together diyetisyeni Selen hanım bana sağlıklı yaşamın anahtarını verdi. Açtığım kapıysa beni inanılmaz mutlu etti. Biz diyet kelimesinin D’ sini bile hiç ağzımıza almadık. Çünkü yolumuz sağlıklı yaşamaktan geçiyor. Bana her zaman ne istediğimi sorup, ne yemek istediğime ve nasıl yemek istediğime önem verdi. İşin sırrı da burda ya danışanların ne istediğine önem verdikleri için bu başarı. Kendimi hiç zorundalık içinde hissettirmedi. Bir anahtarı tutuşturdu elime ve tercih benimdi. Sayelerinde sağlıklı yaşamayı öğrendim, hafifledim ve çok mutluyum.
Yaklaşık 9 ay boyunca Fit Together ekibinden destek aldım. Hedeflediğim kiloya ulaşmamda en büyük etmenin Fit Together ekibi tarafından salt bir diyet programı önerilmesinden ziyade, var olan beslenme alışkanlığının kişinin kendi tercihleriyle birlikte iyileştirilmesi ve bunun kişinin var olan hayat tarzına entegre edilmeye çalışılması olmuştur. Bu sayede hedefime; zamana yayarak ve kalıcı olarak ulaştığımı düşünüyorum. Katkılarından ve yaşam tarzımda sağlıklı yaşam konusunda kalıcı bir etki bıraktığından dolayı Fit Together ekibine teşekkürlerimi sunarım.
Bana Göre Kendimce Bir Başarı öyküsü, Umutsuzca başladığım diyet maceram, Fit Together ile 17/10/2011 tarihinde şirketimizde yapmış olduğu sağlıklı beslenme programı sayesinde tanıştım. Daha önceleri defalarca tek başıma denediğim onlarca diyet sonrası, 2 kilo verip 5 kilo alma süreçleri açıkçası ümidimi fazlası ile kırmıştı. İlk görüşmemizde de kendisine benim kilo vermemim pek mümkün olmadığını pek çok diyetisyene gitmeme rağmen başarılı olamadığımı bu programa da sadece denemek için katıldığımı söylemiştim. Ölçü ve tartı işlemlerinden sonra bana göre bir liste hazırlandı ve bu listeye sadece 2 hafta yani bir sonraki görüşmemize kadar uymam için ikna edilip benden söz istedi. Söz verdiğim için 2 hafta diyeti uyguladım, 2 haftanın sonunda tartıda 2,5 kilo verdiğimde çok mutlu olmuştum. Sonraki iki hafta sonunda randevuma gittiğimde 2 kg. daha vermiş olduğumu görmek ve aldığım pozitif elektrikle her şey daha da kolaylaşmıştı. Yavaş yavaş bu işi yapabileceğimi düşünmeye başlamıştım.Bugüne kadar toplam 20 kilo verdim. Programımız henüz bitmedi. Bu süreçte tatlı dili, güler yüzü ve en önemlisi psikolojik desteği için Fit Together ekibine çok çok teşekkür ediyorum.Kendilerini çok sevmiş olmamdan dolayı mahçup olmamam gerektiğini düşündüğümden önerilerine(arada küçük kaçamaklar yapsam da) uymaya çalıştım. Bu programın bana katkısı sadece kilo vermek olmadı özgüvenim yeniden oluştu. Kendimi artık daha çok beğeniyor ve taktir ediyorum. Herşeyden önemlisi çok daha sağlıklıyım. İyi ki varsınız, Teşekkürler
Kendim için bir şey yaptım. İsterseniz siz de yapabilirsiniz! Hayatın hızlı ve stresli bir ortamda yaşandığı İstanbul’a geleli 25 yıl olmuştu. 59 kilo ile işe başlamış ve 2013 yılının Mart ayı başlarında 80 kiloyu zorlar hale gelmiş, ikişer üçer basamak sekerek inip çıktığım şirket merdiven basamaklarından artık asansöre kaçar hale gelmiştim. İkinci kat basamakları benim için artık dağa çıkmak gibiydi. Tam bu günlerde sağlıklı beslenme üzerine bir sunuş duyurusu yapıldı. Tam da ihtiyacım olan bu konu ile ilgili sunuşu izledim. Şirket koşullarında yüksek bir katılımın yapıldığı sunuş sayesinde Fit Together ekibi ile tanışmış oldum. Sunuş esnasında çok sayıda arkadaşımızın değişik yöntemler ile diyet yaptığını öğrenmiş oldum. Sahnede yer alan iki bayan anlatımları ile konularına hakim olduklarını çok açık şekilde ortaya koydular. Çekilmek istendikleri tartışma ortamına girmeden bize sadece sağlıklı beslenme konusunda destek olacaklarını ve neticede doğal olarak fazla kilolardan kurtulacağımız mesajını net olarak ortaya koymayı başardılar. 2 Nisan 2013 tarihinde kendim için bir şey yapma kararını verdim. Vücut analizimin yapılması için Fit Together mail adresine talebimi ilettim. 3 Nisan 2013 vücut analizim yapıldı. Daha sonra ötelediğim tıbbi sağlık testlerimi yaptırarak Fit Together ile yol arkadaşlığına başladım. Zaman içinde kendim için çok doğru bir karar verdiğimi daha net olarak gördüm. Kasım 2013 döneminde 72 kiloya inmiş, henüz eksiklerim olmakla birlikte nasıl beslenmem gerektiği konusunda önemli bir yol almıştım. Kendimi daha sağlıklı hissediyor olmanın hazzını tarif etmek zor. Siz de kendiniz için iyi bir karar verebilirsiniz. Doğal gıdalara ulaşmanın her geçen gün zorlaştığı yaşam şartlarında, sağlıklı beslenmeyi başarmak için Fit Together’ dan destek alabilirsiniz. Bu yolculuk başlangıçta hiç de kolay değil. Yılların alışkanlıklarını bırakmak, doğru bildiklerimizin bazılarının yanlış olduğunu öğrenmek ve bunu bünyemize kabul ettirmede dirençle karşılaşmak çok doğal. Kendinizi görüşmelerde ne kadar açık ifade ederseniz bu dirençleri yenmeniz o kadar kolaylaşıyor. Başarı için kendinize zaman tanıyın. Sizi düşünen birileri tarafından takip edildiğiniz düşüncesi güzel bir motivasyon. Bu nedenle kendinizi yarı yolda bırakmayın. Unutmayın vereceğiniz karar geleceğiniz ile ilgili. Ele ayağa düşmeden şeklinde tarif edilen bir yaşlılık dönemi için fırsatınızı değerlendirin. İçten teşekkürlerimle,
Merhaba, Kendi kendime yiyeceklerimi kısarak zayıflamaya çalışıyordum. Özellikle de yüzüm çökmesin ama belim incelsin göbeğim küçülsün istiyordum. Haftada 3-4 gün de spor yapıyordum. Başarılı olamıyordum. 93 kg dan 87 ye ineyim istiyordum ama 88 in altını göremiyordum. Fit Together ile hem çok yiyor hem de zayıflıyor oldum. Söylediklerini harfiyen uygulayınca kilo vermeye, zayıflamaya, yağ yakmaya ve kas almaya başladım. Sonra spor artmaya başladı. Derken 10 000 metre koşusu için Runtalya’ya katılmaya karar verdim. Önce hedefim bitirmekti. Derken 66 dakikaları, 9km/h ortalamaları görmeye başladım. Haftada 2-3 defa 10 000 m koşuyorum, koşabiliyorum. Şu anda da 82 kg oldum. Verilen program bana çok uydu. Çünkü hiç aç kalmıyorum hatta bana göre fazla bile yiyorum. Ara öğünleri örneğin 2 kayısı ve 10 bademi kâğıt peçeteye sarıp rahatlıkla cebimde taşıyorum. Ayrıca yanımda her zaman aktiva yoğurt buluyor. İş yerinde, evde, seyahatlerde rahatlıkla bakkallardan alıp arabamda bulunduruyorum. Aç kalmamaya dikkat etmek kolay alıştığım bir uygulama oldu, seyahatlerde de uyabiliyorum. Aralarda alkol aldığım, pasta veya bol yemek yediğim öğünler de oluyor. Sadece sık değil. Bu arada karşılaştığım en büyük zorluk etrafımdan pek destek görmemem oldu. Kilo ile ilgili olarak zaten zayıf olduğum, göbeğimin normal olduğu, kilo ile boyun aynı olmasının normal olduğu ( 190 cm ve 93 kg gibi ) şeklinde söylemlerle karşılaştım. Spor ile ilgili olarak da gereksiz olduğu, bu yaştan sonra zararlı olduğu, sakatlanacağım, kalbimde problem olacağı gibi benzer söylemlerle desteklenmedim. Fakat bendeki kilo ve spor anlamında gelişmeyi gören bazı arkadaşlarım benim yeme alışkanlığım ve spor programımın aynısını uygulamaya başladılar. Ben mutluyum.
Fit Together ile olan yolculukta öncelikle hedef belirledim. Sağlıklı yaşamak, fit olmak ve 85 kg'dan 77 kg’a %10 hafiflemekti hedefim. İnsanın hedefi olunca gerisi geliyor. 2 haftada bir tartıya çıkmak ve aynanın size tutulması insanı motive ediyor. %80 programa uyduğumu zannettiğim hafta, 5 lahmacun ve bir pide yemiştim hep beraber gülmüştük.Her randevuda yemek listeleri , yemek zevkime göre revize edildi ve yenilendi.Böylece monotonluktan kurtuldum. Daha sıkı uyabilsem herhalde süreci yarı yarıya kısaltabilirdim ancak hızlı olmaktansa yavaş olmayı tercih ettim ayrıca gezmeyi ve yemeği de çok sevdiğim için boğazımı çok tutamadım. Profesyonel bir spor aleti (stepper) almaya biraz geç karar verdim. Masa tenisi alarak evde çocuğumla spor yapmaya başladım.
Fit Together tarafından STFA çalışanları için düzenlenen "Korunmaya Muhtaç Çocuklar İçin Yürüyoruz" projesinde 5 haftada 555 km yürüyerek birinci oldum. Toplamda 47 STFA çalışanı bu projeye destek verdi. Bolluca Çocuk Köyü'ndeki 250 koruncuktan 14'üne benim adıma bağışta bulunuldu. Bacağımın kırılmasından tam 1 yıl sonra böylesine anlamlı bir sosyal projeye destek olabilmek gerçekten Allah'ın lütfu. Projede emeği geçen herkesi kutluyorum. Ülkemizdeki diğer büyük şirketlerinde Fit Together ile temasa geçerek sosyal sorumluluk projelerine çalışanlarını ortak etmesinin, çalışanların fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığına olumlu etkilerinin yanısıra, motivasyonun artmasına ve işveren markasına da katkısının olacağını düşünüyorum.
Fit Together ile ilk tanışmamız vücut analizi ile ilgili şirket içinde düzenlediğimiz bir aktivitede oldu. İşini yapmayı seven ve ne yaptığını bilen bir organizasyon olduğunu o ilk tanışmada keşfetmiştim. Sonrasında Fit Together ile biraz daha uzun soluklu bir sağlıklı beslenme projesi üzerinde çalıştık. Şirket çalışanlarımızdan bu süreçte yer almak isteyen, özellikle yoğun çalışma saatlerinde ofis dışında bir diyetisyenle görüşmek için yeterli zamanı olmayan kişiler için sağlıklı beslenme yolunda ilk adımları atmış olduk. Fit Together ekibinin benim için en avantajlı yanı, tüm organizasyonu katılımcılar adına düzenleyerek, operasyonel anlamda işverene düşen bir çok görevi yerine getirmeleriydi. Bu süreçte bize sundukları destek için Fit Together ekibini tebrik ediyor ve sağlıklı yaşamak konusundaki önderlikleri için onlara çok teşekkür ediyorum.
KONE Güvenlik Haftası ektinlikleri kapsamında çalışanlarımızın sağlıklı yaşam bilincini artırmak üzere Fit Together işbirliği ile sağlıklı yaşam semineri düzenlendi, gönüllü katılımcılar için vücüt nnalizleri yapıldı. Şirket içinde ses getiren, memnuniyet duyulan bir aktivite oldu, teşekkür ederiz.
Fit Together ekibi ile tanışmak, işletmemizde yapmış oldukları seminer çok keyifli ve eğlenceliydi. İş hayatının yoğunluğu arasında kendimizi unutmuşken, aslında çok basit ve uygulanabilecek birkaç tüyo ile bizleri şaşırttılar. Gün boyu süren ve çalışanlar arasında yoğun ilgi gören “Detaylı Vücut Analizi” ile kendimize dışarıdan bakıp bir çeki düzen vermemiz için bizlere bir pencere araladılar. Fit Together ekibi ile çalışmak büyük zevkti.
Bizler İnsan Kaynakları profesyonelleri olarak biliyoruz ki en değerli kaynağımız çalışanlarımız. Bu noktada 2013 yılı İnsan Kaynakları hedeflerimizle bağlantılı olarak “Gücümüz Sağlığınız” mottosundan yola çıktık ve Fit Together ile ortaklaşa bir Kurumsal Sağlık Programı başlattık. 19 Şubat’ta başlayan bu programda bugüne kadar 6 farklı konuda seminerler verildi:8 seans detaylı vücut ölçüm analizi ve 1 doğa yürüyüşü gerçekleştirdik. Hedefimiz çalışanlarımızın sağlıklı yaşam ve beslenme konusunda daha da bilinçlenmelerini sağlamak ve bu farkındalık ile daha kaliteli bir yaşam sürmelerine katkıda bulunmaktı. Yaklaşık 8 çalışanımız özel bir grup oluşturarak bire bir sağlıklı beslenme desteği aldılar. Akıllı telefonların online aplikasyonları üzerinden haftalık hedefler ile yürüyüşler gerçekleştirdiler. Hafta boyunca öğünlerini not aldılar ve diyetisyen eşliğinde değerlendirdiler. Güzel sonuçlar elde ettik. *Toplantı ve eğitimlerimizde kuruyemiş ve meyve sunumu gerçekleştiriyoruz. Önümüzdeki dönemde “Harekete Geç” söylemiyle fiziksel aktivitenin hayatımızdaki yerini arttırmak istiyoruz. Ayrıca çeşitli doğa-gezi aktiviteleri ve farklı seminerler ile destekleyerek devamlılığı sağlamayı planlıyoruz.
- Sağlıklı Beslenmeye Giriş ve Menü Planlaması Semineri,
- Diyabet ve Beslenme Semineri,
- Popüler Diyetler Semineri,
- Mutluluğun Sırları Semineri,
- Çocuklarda Beslenme Semineri,
- Ramazanda Beslenme Semineri,
STFA İnşaat gurubunda tamamen gönüllük esasıyla gönüllü çalışanlardan oluşan SOSAK (Sosyal ve Sportif Aktiviler Kurulu) olarak Mayıs 2014’te Fit Together firması ile birlikte yürüttüğümüz en prestijli projelerimizden “Korunmaya Muhtaç Çocuklar için Yürüyoruz” etkinliği birçok açıdan beni çok heyecanlandırdı. Üçer kişilik gruplar halinde yarışma formatında yapılan bir etkinlik olması, şirket içi iletişimi oldukça arttırdı. Özellikle hedef arttırmalar ile yaratılan rekabet ortamı, şirket içinde gündemi ağırlıklı bu konu haline getirdi. Buna en çarpıcı örnek olarak, önden paylaşılan hedef arttırma saatinde, son dakikalarda yanımda bekleyen yarışmacıları ve susmayan telefonlarımı verebilirim 🙂 Diğer bir açıdan da, çalışanları yürüyüşe teşvik ederek daha sağlıklı ve yaz öncesi fit olmalarını sağladık. Kesinlikle bunu sağladık diyebilirim zira grup kategorisinde birinci olan grup 5 haftada toplamda 800 km, bireysel kategorideki birincimiz ise 450 km yürüdü. Son ve bence en önemli kısmı ise yürüdükçe korunmaya muhtaç çocuklara bağış yapıyor olmamızdı. “Yarışmak bahane, korunmaya muhtaç çocuklara bağış yapmak şahane !!!“ yarışma boyunca mottomuz oldu. Hedefim bu organizasyonun gelenekselleşerek, her sene gerçekleştirilmesini sağlamak. Bu organizasyona destek veren STFA inşaat grubu yönetimine, sosak üyelerine, tüm katılımcılara ve Fit Together firmasına teşekkürü borç bilirim.